Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Arslan ile Sohbet

Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Arslan ile Sohbet, Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Arlan ile Sohbet

Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Arslan ile Sohbet


İSM “Konferans ve Sohbetler” dizisinin bu haftaki misafiri Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyelerinden Hüseyin Arslan hocamızdı. Sohbet, 30 Mayıs 2023 tarihinde İSM mensubu ve mezunu kardeşlerimizin katılımıyla Valide-i Atik Medresesi çatısı altında gerçekleştirildi. Hocamız uzun yıllar İSM bünyesinde çeşitli dersler vermiş olduğundan kurum ile bu uzun birlikteliğinde tecrübe etmiş olduğu hususlara değinerek söze başladı. Bu girizgahtan sonra konuşmasını hoca, ilim ve ilim talibi olmak üzere üç ana kısma ayırdı.

Ona göre İslami ilimlerin olmazsa olmazı bu ilimlerin bir hoca gözetiminde tedris edilmesidir. Nasıl ki daha güzel Kur’an-ı Kerim okumak için fem-i muhsin bir hocaya ihtiyaç varsa aynı şekilde bu ilimlerin tedrisi sürecinde de işinin ehli bir hocadan ders almanın o derece ehemmiyeti vardır. Bir hocanın, öğrencisinin ilmi düzeyine katkıda bulunmasının sadece çok fazla malumata sahip olmakla olmayacağını, bunun yanında hoca ile öğrenci arasında bir gönül bağının inşasının kurulması gerektiğini ve ancak bu inşa sürecinin ardından hocanın, öğrencinin aklına hitap edebileceğini belirtti. Aynı şekilde bir öğrenci için derse katılım ne derece önemliyse hocalar içinde aynı şekilde mühim olduğuna dikkat çeken hocamız bu hususta kendi hocalarından işittiği “eğer hoca derse gelmemmişse ya hastadır ziyaretine git ya da vefat etmiştir cenazesine git.” sözünü aktardı.

İkinci olarak ilim kavramını ele alan hocamız, ilmin bizzat ilim için değil, yalnızca Allah rızası ve ümmetin istifadesi için talep edilmesinin gerekli olduğu üzerinde durdu. İlmi eğitim sürecinin ve müfredatların yirmi yıl öncesine nispetle çok fazla değiştiğini belirterek bugün ile kıyaslama yaptı. Kendi okuduğu dönemde medreselerde Türkçe kitapların, hatta romanların dahi okunmasının yasak olduğunu belirterek gelinen nokta itibariyle klasik medreselerde de artık Türkçe olarak sosyal bilimler ya da farklı alanlarda okumalar yapıldığını anlattı. Klasik kitapların, İslami ilimler öğreniminde olmazsa olmaz yerine, bu kitapların gelenekte yüzyıllarca etkisini kaybetmeden okunup okutulmasına ve halihazırda da bunun devam etmesi konusuna dikkat çekti. Bu eserler sâlih bir niyet ve istifade edilmesi maksadıyla müellifleri tarafından telif edildiğinden Allah Teâlâ tarafından da bu eserlere farklı bir bereket bahşedildiğinin de önemle üzerinde durdu.

Üçüncü ve son olarak ise öğrenciyi ele olan hocamız, ilk iki rüknün sağlanmasıyla beraber artık öğrenciye büyük bir sorumluluk düştüğünü ve bu sorumluluğun ise aynı usul-metot gözetilerek bu birikimin bir sonraki nesle aktarılması olduğunu belirtti. Belirli bir seviye kat etmiş öğrencinin bu ilmini akademik çalışmalar ile taçlandırmasını ve ümmetin istifadesine sunması gerektiğini aksi takdirde bu sorumluluğun tam olarak yerine getirmemiş olacağını belirtti. Yapılan çalışmalarda nitelikli olmak, literatürden haberdar olmak, ana kaynaklara inebilmek gibi çalışmayı kaliteli hale getirecek amaçlar peşinde olmanın gerekliliğini Hz. Peygamber (sav)’in “Allah, sizden birinin işini iyi bir şekilde yapmasından hoşnut olur.” (Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat, 1/27) hadis-i şerifine işaret ederek vurguladı.



05.04.2023